Ameliyat skandalı iddiası: Sorumlu doktor yurt dışında, hasta hayatını kaybetti

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi’nde rektum kanseri nedeniyle ameliyat edilen 65 yaşındaki Öner Sürü’nün hayatını kaybetmesi üzerine ailesi, ameliyatlarda ciddi ihmal olduğu iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Ailenin Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu dilekçede, operasyonların hem Sağlık Bakanlığı mevzuatına hem de SGK sözleşmelerine aykırı şekilde yapıldığı ileri sürüldü. Dilekçede, ameliyatı gerçekleştiren kişilerin yeterli tıbbi yetkiye sahip olmadıkları, resmi olarak sorumlu görünen doktorun ise ameliyat tarihlerinde yurt dışında olduğu öne sürüldü.

“Ameliyatı araştırma görevlisi ve asistan yaptı” iddiası

İddialara göre ilk cerrahi müdahale 12 Haziran 2025 tarihinde yapıldı. Bu operasyonun, resmi görev tanımı dışında olmasına rağmen, araştırma görevlisi E.A.F tarafından gerçekleştirildiği belirtildi. 13 Haziran’daki ikinci ameliyatta ise E.A.F’ye asistan C.A’nın eşlik ettiği kaydedildi.

Aile, her iki operasyon sırasında da öğretim üyesi düzeyinde bir uzman hekimin bulunmadığını ve bu durumun hastanın hayatını tehlikeye attığını savundu.

“Sorumlu doktor yurt dışındaydı” iddiası

Dilekçede, ameliyatların sorumluluğunun Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. S.A’da olduğu belirtildi. Ancak S.A’nın söz konusu tarihlerde yurt dışında olduğu ve ameliyatlara fiziken katılmadığı iddia edildi. Buna rağmen, ameliyat notlarında S.A’nın operasyonlara katılmış gibi gösterildiği, bunun ise “resmî belgede sahtecilik” suçunu oluşturduğu savunuldu.

Aile, ameliyathane kamera kayıtlarının incelenmesini ve gerçek sorumluların tespit edilmesini talep etti.

İkinci operasyonun ardından yoğun bakımda tedavisi süren Öner Sürü, 16 Haziran 2025 tarihinde yaşamını yitirdi. Aile, ölümün, tıbbi yeterliliği olmayan kişilerin ameliyatlara katılması nedeniyle meydana geldiğini öne sürdü.

Çok sayıda suçlama yöneltildi

Ailenin avukatları, Doç. Dr. S.A, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M.C.A, araştırma görevlisi E.A.F ve asistan C.A hakkında, “olası kastla adam öldürme”, “resmî belgede sahtecilik”, “görevi kötüye kullanma” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından işlem yapılmasını talep etti.

Ayrıca operasyonların kamu kaynakları kullanılarak yapıldığı ve SGK’ya usulsüz faturalandırma yapıldığı da ileri sürüldü. Aile, bu nedenle kamu zararının da oluştuğunu belirtti.

Dilekçede, ameliyathane ve hastane içi kamera görüntülerinin temin edilmesi, ameliyatlarda görevli sağlık çalışanlarının ifadelerinin alınması ve sorumlu öğretim üyelerinin yurtdışı giriş-çıkış kayıtlarının incelenmesi istendi.

Hastaneden açıklama: Soruşturma başlatıldı

Olayla ilgili Namık Kemal Üniversitesi Hastanesi’nin, adı geçen sağlık çalışanları hakkında idari soruşturma başlattığı, adli sürecin ise savcılık nezdinde sürdüğü öğrenildi. Aile ayrıca, sürecin hem adli hem de idari açıdan kapsamlı şekilde araştırılmasını talep ediyor.

Ailenin Avukatları Hüseyin Arıcan Ve Aslıhan Özyıldırım : Ailenin avukatları Hüseyin Arıcan ve Aslıhan Özyıldırım, sürece ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Av. Hüseyin Arıcan, “Bu ameliyata Doç. Dr. Sami Açar katılmış gibi gösterilmiştir. Ancak doktorun 12 Haziran 2025 tarihinde yurt dışında olduğu bellidir. Namık Kemal Üniversitesi’nde ameliyatlara asistan doktorlar katılmış. Aileyi ikna etmeye çalışmışlar. Basit bir operasyonmuş gibi gösterilse de sonuçta hasta vefat ediyor. Doktor döndükten sonra bu zincirin devamı başlıyor ve aynı şekilde 7 farklı ameliyat daha yapılıyor. Hepsinde ameliyata katılmış gibi gösteriliyor. Aile kandırılmış ve dolandırılmıştır. Bu kabul edilemez” ifadelerini kullandı.