Prof. Dr. Remzi Atılgan’dan Kadınlarda Adet Kanama Bozukluklarıyla İlgili Önemli Uyarılar

Prof. Dr. Atılgan, üreme çağındaki kadınlarda gebelik dışı gelişen anormal uterin kanamaların genellikle rahim iç zarı (endometriyum) kaynaklı olduğunu belirtti.
Anormal Kanamalar Farklı Şekillerde Ortaya Çıkabiliyor
Anormal kanamaların; şiddetli adet kanamaları, adet dışı düzensiz kanamalar, adet döngüsünde uzunluk değişiklikleri ve adet ortası kanamalar şeklinde görülebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Atılgan, bu tür belirtilerin ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi.
Adet Döngüsünün Normal Süresi Nedir?
Adet döngüsünün, bir adet kanamasının ilk gününden bir sonraki adet kanamasının ilk gününe kadar geçen süre olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atılgan, bu sürenin genellikle 24 ila 38 gün arasında değiştiğini aktardı.
24 günden kısa döngülerin “sık adet”, 38 günden uzun döngülerin ise “seyrek adet” olarak tanımlandığını söyleyen Atılgan, hiç adet görmemenin ise “amenore” olarak adlandırıldığını belirtti.
Kanamanın 8 günden uzun sürmesinin anormal kabul edildiğini belirten Atılgan, ancak bu sürenin 18-25 yaş ve 42-45 yaş aralığında 9 güne kadar uzayabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Atılgan, anormal adet kanamalarının altında birçok farklı nedenin yatabileceğine dikkat çekti. Bunlar arasında:
- Adenomyozis (rahim duvarı kalınlaşması)
- Myomlar
- Endometriyal hiperplazi (rahim iç zarı kalınlaşması)
- Rahim kanseri
- Pıhtılaşma bozuklukları
- Yumurtlama problemleri
- İlaç kullanımı ve cerrahi müdahaleler yer alıyor.
Menopoz öncesi dönemde görülen polip kaynaklı kanamalarda kanser riskinin düşük olduğunu belirten Atılgan, ancak her anormal kanamanın ciddiyetle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Tanı sürecinde; kan testleri, ultrasonografi, rahim içi biyopsi ve histeroskopi gibi yöntemlerin kullanıldığını aktaran Prof. Dr. Atılgan, polip veya myom gibi oluşumların tespit edilmesi durumunda cerrahi müdahaleyle alınarak patolojik incelemeye gönderildiğini söyledi.
Sezaryen Sonrası Görülen Sorunlara Dikkat!
Sezaryen sonrası oluşan skar defektleri (istmosel) hakkında da bilgi veren Atılgan, bu durumun sürekli lekelenme, kötü kokulu vajinal akıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı ve karın-kasık ağrısı gibi şikayetlere yol açabileceğini söyledi. Adet kanamasının bu skar boşluğunda birikmesinin, çeşitli problemlere neden olabileceğini ve mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
COVID-19 Aşısı ve Adet Döngüsü
COVID-19 aşısı sonrası bazı kadınlarda adet döngüsünde bir günlük uzama gözlemlendiğini belirten Atılgan, ancak bu konuda daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Ergenlik döneminde, özellikle ilk adet (menarş) sonrası ilk iki yılda döngü bozukluklarının sık görüldüğünü belirten Prof. Dr. Atılgan, bu durumun çoğunlukla geçici olduğunu söyledi. Ancak bu sürenin 2-3 yılı aşması halinde; polikistik over sendromu, tiroid hastalıkları, Cushing sendromu, böbrek üstü bezi bozuklukları, hiperprolaktinemi ve diyabet gibi endokrin hastalıkların araştırılması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Atılgan, özellikle aşırı adet kanaması yaşayanlar, menopoz sonrası kanama şikayeti olanlar ve 14 yaşını geçtiği halde hala adet görmemiş genç kızların mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması gerektiğini belirterek, erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekti.